Ermeni Soykırımı'nın belirli cinsiyetçi bir özelliği vardı. Failler Ermeni entelektüellerini hedeflerken ve erkek nüfusu fiziksel olarak tahrip edilirken, kadınlar ve kızlar sadece fiziksel yok etme tehlikesi ile değil, aynı zamanda asimilasyona zorlanmakla karşı karşıya kaldılar.

1915-1916 döneminde, çok sayıda Ermeni kadın ve kızlar kaçırılıp zorla Müslüman erkeklerle evlendirildi, esir edildi. Kadınların, çocukların ve yaşlıların, Osmanlı Suriyesi’ndeki uzak bir çölde toplama kamplarına yerleştirilmeleri, kitlesel aşağılanmalar ve açlığa aynı zamanda toplu katliamlar eşlik etti.

ESÜ’nin canlı Facebook etkinliğinde, Clark Üniversitesi'nden Soykırım uzmanı olan Anna Aleksanyan, Soykırım sırasında Ermeni kadınların durumu hakkında konuştu. Anna Aleksanyan’ın araştırması, geleneksel Ermeni cinsiyet rollerinin soykırım koşullarında nasıl değiştiğini ve daha sonra Ermeni milleti için önemli bir hayatta kalma kaynağı olduğunu gösterdi. 28 Nisan 2019'da gerçekleşen etkinliği ESÜ Eğitim Direktörü Dr. Hasmik Khalapyan sundu.

“Ben etkinliği takip ediyordum. Tüm çabalarınız ve çalışmalarınız için teşekkür ederim. Bu, gelecekteki çalışmalarım için çok önemli. Ailem soykırımdan sonra da saldırılara uğramış ve ben hayatım boyunca bunu hissetmiş ve bunun etkisinde olmuştum. Ve görüyürum ki benim ailem gibi başka aileler de var. Bu yüzden pes etmeme ve ilerleme taktiklerini ve yollarını öğrenmek çok önemlidir ” (Deborah Werntz, ESÜ öğrencisi).